Friday, May 04, 2007

Resim Heykel


Ankara’da yaşayan biri olarak , ki öyle olduğunu zannediyorum !! , ilk defa Etnoğrafya Müzesi'ne gitme şanşım oldu .
Bir arkadaşımın arkadaşının babasının sergisi ...
Yani gitmek için bir neden vardı en azından :)
Mine’yle beraber gittik sergiye . Arabayla müzenin avlusuna girdiğimizde , karşımızdaki manzara ürkütücüydü diyebilirim .
Ankara’da ne kadar büyükelçilik arabası varsa hepsi ordaydı . Flamalı , bayraklı , pahalı arabalar ...
"Ah be Şahinur !" dedim , “ Bu kadar üst düzey bir sergi olacağını niye baştan söylemedin ?”
Kendi kendime söyleniyorum , Şahinur henüz yok ortalıkta ...
Bende pantolon ve gömlek , ne kravat var ne de ceket :)
Neyse ki , Mine gayet şık .
Kapıda iki hostes bayan , konuklara “ Hoşgeldiniz !” diyor .
Biz de kapıda bekliyoruz , girsek mi girmesek mi ?
Girsek ayıp olur mu ?
Hatta kapıdan girme girişiminde bulunsak , alırlar mı :)
Bu kararsızlık ortamında , Etnoğrafya Müzesi’nin etrafında biraz yürüdük . O sırada korumalardan birine içerde ne olduğunu sorduk . Meğer müzenin bir başka salonunda Filistin kültürü ile ilgili bir sergi varmış . Büyükelçiler de oraya davetli ...
Bendeki rahatlamayı görmeliydiniz :)
Bir yandan da içerdeki kokteyle geç kalmak istemiyoruz , girdik hemen içeri ...
Tanıdık kimse yok ...
Yine dışişlerinden bir yığın bürokrat var , ama en azından protokolün dozu daha az .
Elçiler yan tarafta ya :)
Mine’yle bir yandan resimlere bakıyoruz , bir yandan da arkadaşları bekliyoruz .
Konuşmalar , canlı müzik dinletisi , kokteyl ...
Herşey çok iyi düşünülmüş .
İçki servisi bile var .
Hatta adamın biri rakısını almış , bir köşede kuruyemişini yiyiyor ...
Böyle bir ortam ...
Bu arada , beni gören de ilk defa bir sergiye geldiğimi sanır . Sanki oraya ait değilim , sanki “ Musluklara bakmaya geldim ” tarzında bir havam var :)
Salonda kravatsız ve ceketsiz tek ben ...

Sergi bittiğinde hatırladığım tek şey ;
Etnoğrafya Müzesi’nin , Ulus’un trafik karmaşası içindeki sessizliği ve bekleyişi ...
Kim ne derse desin , Ankara’nın merkezi Ulus ; tarihiyle ve herşeye rağmen güzel kalmayı başaran yapılarıyla ...


Not : Yukarıdaki resim Şeref Bigalı'ya aittir . " Düğün " . Sergideki resimlerden biri ...

14 comments:

Mine said...

Timurcum, neler yazmışsın:))
Dün de dediğim gibi sende gayet şıktın, sadece kravat yoktu.Sorun şu, bayanlarda giyim geniş bir yelpazedeyken, erkekler tek tipti.Bence sen farklılık kattın.
Sevgilerimle

Timur said...

Mine ,
zor olmadı farklılık katmak :)
müzeyi de gezmek lazım ayrıca ...

Tijen said...

Ben de gitmeyeli epey oldu galiba müzeye. Etnoğrafya Müzesi ile yan yana mıydı? Öyle hatırlıyorum...
Tijen

Timur said...

Tijen ,
Hoşgeldin .
İki müze birbirine çok yakın .
Resim Heykel Müzesi , Opera Meydanı'nda ; Etnoğrafya Müzesi ise biraz yukarda ...

Mine said...

Tijen, geçen yıl Etnografya Müzesi'ni ziyaret etmiştim ama tahmin ettiğimden çok küçük bir müze olduğunu görünce hayal kırıkılığına uğramıştım.
Tabi yine de gidip görmek gerekir. Ankara'da müze olarak, Anadolu Medeniyetleri Müzesi gezilmeye değer.

Mine

theimaginationinside said...

eğer yolunuz Bursa'ya düşerse ben de Bursa Kent Müzesini ziyaret etmenizi öneririm gerçekten çok güzel bir müze oldu ;)
http://www.bursakentmuzesi.gov.tr/

Anonymous said...

Aaa ben gitmedim hiç, ama Ankaraya gittiğimde aklımda gitmem gereken yerler var, gerçi Ankara da yaşadığımda da kurs ev arası mekik ve kazanılanamayan tus aklımda.

Bu arada çok eğlenceli geçmiş :) fotoğraf çekimin tek resim mi oldu? Kravat önemli değil ki önemli olan atmosferin ve bulduğun yerin tadını çıkartmak.
sevgiler

Timur said...

Vişne ,
Bursa'ya gelmek çok isterim . Hatta orda kolejden bir arkadaşım var . Bir kızı oldu ve ben halen göremedim ...
Bir de közde yapılmış iskender yemek isterim :) ve müzeyi de gezmek tabii .

Çilek ,
Bence Vişne'yle tanışmalısın :))
Ben de doktorum bu arada ...
Tus saçmalığı başka hiçbir meslekte yok , malesef bizim mesleğin kabul edilemez tarafı da bu ...

Lapis lazuli said...

Ben resim, ressam konusunda cahil denenlerdenim , haliyle Serif Bigali`yi hic duymadim ama ekledigin tabloyu cok begendim, ilk firsatta bir nette dolanma yapayim bakayim Serif hakkinda. Artik aklimda kalir kesin :)
Ankaraliyim ben de ama 8 senedir ugramiyorum. Arkeoloji muzesini cok severim, Etnografya`dan da hic bikmam. Resim heykel muzesi`ni bilmiyorum maalesef (bkz. giris cumlesi).
Kiyafet meselesine bosuna takmissin, degisik olmussun ortamda iste, ne guzel :)

Timur said...

Cano ,
Hoşgeldin :)
Serginin en pahalı resmi o , 20000 ytl
Benim arabayı satsam bile alamam :)
Üzerine eklemem gerekiyor .
Serif Bigalı'yı ben de duymadım , nerde sheriff :))
Kızma lütfen , Seref Bigalı niye bakarsan daha kolay bulursun ...

Lapis lazuli said...

Gordum, gordum. Seref`mis :)
Adam 2 sene once olmus, olmeden sen bu resmi 5000 e alirdin, kacirdin ;) Malum ressam olmeden once- oldukten sonra piyasa durumu ;)

Timur said...

Cano ,
dediğin gibi iyi bir yatırım olabilirdi , kaçırdık :)
ayrıca rumuzunu çok sevdim , "cano"

. said...

bizide ilkokulda götürmüşlerdi..az biraz hatırlıyorum..severim aslında böyle şeyleri..en son bal mumu sergisindeydim (:

Timur said...

Melish ,
bal mumu sergisine gitmek güzel olurdu .
İstanbul'da olmak bu konularda bir avantaj , yaratıcılık orda ...
senin orda olmandan belli zaten :)