Thursday, June 14, 2007

Sveta

Aşkabat'ta ilk gün ...
Sabah erken saatlerde ulaştık Aşkabat'a .
Kısa bir mola sonrası Tejen'e doğru yola çıktık .
Şöförümüz Nuri , rehberimiz Muhammed , şirketten Batır , Gülizar hanım ve oğlu Çağrı ve ben ...








Minibüsümüz ...
Türkmenistan'da şehirdışına çıkarken böyle bir aracı günlüğü 75-100 dolara kiralamak mümkün . Bu fiyata herşey dahil ; ayrıca şöföre para vermiyorsunuz .
Eğer bu ülkeye turist olarak geldiyseniz , devlet size bir rehber veriyor .
Bu zorunlu bir uygulama . Pasaportunuz her zaman rehberde kalıyor .
Ve eğer turistseniz , nereye giderseniz gidin bir otelde kalmak zorundasınız .
"Ben arkadaşlarda kalıcam" ya da "Tek başıma dolaşmak istiyorum" demeyin , komik olur :)




Çağrı ...
Bu delikanlı benim yol arkadaşım ...
Türkmenistan'a beraber gittik ve beraber döndük .
Bu kadar zeki bir çocuk görmedim , ciddiyim .
Beni çok sevdi ...
Çocuklarla iyi anlaşıyorum , yeter ki ağlamasınlar :)




"Dermanhane"
Nedir arkadaşlar ?

Eczane :)

İlaca da "derman" diyorlar .

Acil Servis ?

"Tiz Kömehcilik" :)





Yol boyunca irili ufaklı dükkanlar var .
Her binanın çatısında ise Türkmen bayrağı görüyorsunuz .
Bunu çok sevdim .











Ertesi gün Aşkabat'a geri döndük .
Şehrin giriş kapısı ...
Aslında bu kapılar hiç de sembolik değil .
Bildiğiniz sınır kapısı .
Komünist dönemde bir şehirden diğerine gitmek için vize almanız gerekiyormuş .
Bu kapılarda da görevliler pasaport kontrolü yaparmış .
Şuan bu kadar sıkı olmasa da her şehrin girişinde ve çıkışında kapılar aktif olarak çalışıyor ve bazen sizi durdurup pasaport soruyorlar .
Bu ülkede nüfus cüzdanı diye birşey yok .
Herkesin pasaportu var , Türkmen ya da Rus olmanız farketmez .




Demiryolları petrol taşıyan vagonlarla dolu ...
Burası petrol ve doğalgaz cenneti .
Bir depo benzin 20 bin manat ; yani bir dolar bile değil :)
Doğalgaz ve elektrik bedava ...






Otelimiz Nebitçi
Yani petrolcülerin oteli ...
Bize de bu yakışır :)
Şirin , güzel bir otel .
Aşkabat'ta oteller bölgesi var ; birçok otel burda .
Çok lüks oteller de var tabii .






Aşkabat'ı dolaşıyoruz ...
Akşam olmaya yakın , saat 6-7 gibi ve sıcaklık 38 derece .
Türkmenistan'ın büyük bir çoğunluğu çöl .
Aşkabat ise geniş meydanları , geniş caddeleriyle tipik bir Sovyet kenti görünümünde .





Başkanlık Sarayı ...
Devlet başkanına "Başlık" diyorlar .
Bir diktatörün yetkilerine sahip .
Ağzından çıkan her söz kanun ...
Bu fotoğrafı çekmek için bile izin aldık .







Üç Ayak ...
Onlar için özgürlük anıtı gibi birşey .
Anıtın tepesinde ilk liderleri Türkmenbaşı'nın altın heykeli var .
Aşkabat anıtlar şehri ...







Dedim ya , bu şehir anıtlar , parklar ve çeşmeler şehri ...
Halkı fakir , ama devlet inanılmaz zengin ve bu zenginliği göstermek için ellerinden geleni yapmışlar .







Sekiz Ayak ...
Tepesinde Türkmen bayrağındaki Hilal ve beş Yıldız var .
Beş Yıldız , bu ülkeyi oluşturan beş boyu temsil ediyor .







Akşam yemeğimizi Ulu Dağ'da yedik :)
Aşkabat'ta çok sayıda Türk lokantası var .
Zaten şehir , inşaatlarda çalışmak için buraya gelen binlerce Türkle dolu .
Türkmenler turist kavramına çok uzak .
Onlar için yabancı demek , oraya çalışmak için gelen demek .
Ordaki ilk soru "Ne iş yapıyorsun ?"
"Ben turistim" dediğinizde anlamamış gözlerle bakıyorlar .






İnanılmaz bir içki tüketimi var .
İçki satan yerlerde , Türkiye'de çok az yerde görebileceğiniz bir yığın içki var .
Votka içmek ise nerdeyse su içmekle eş anlamlı ...
En pahalı içki ise rakı , çünkü içen yok :)
Ordaki Türkler de votka içiyor ; nasılsa sudan ucuz . Bir şişe votkayı 70-80 bin manata alabilirsiniz , yani 3-4 dolar .




Bu kılıç şeklindeki Kanyak 100 bin manat , yani 5 dolar bile değil :)










Beş Ayak ...
Şehrin ortasında çok geniş bir park var ve şehir bu park etrafına kurulu .
Aslında bu parklar bir değil , birkaç tane ...
Yani şehirde birkaç tane Central Park düşünün .
Beş Ayak da bu parklardan birinin tam ortasında ...Ayaklarında yapay şelaler var .
Üst kısmında ise lokanta var .
Son akşam yemeğimiz orda ...



Lokanta kısmına çıktık ; ve manzara ...









Türkmenler bir şehri baştan yaratmışlar .
Gördüğünüz binalarının yüzde 90'nı Türk inşaat şirketleri yapmış .
Anıtların hepsinde ise yine Türklerin imzası var .





Akşam olduğunda binalar ışıl ışıl .
Binaların ışıklandırılması zorunlu ; karanlık tek bir bina göremezsiniz .
Elektriğin bedava olduğunu söylemişmiydim :)






Türkmenleri böyle yerlerde görmek çok zor .
Zengin bir azınlık dışında halk çok fakir .







Masamızı terasa kurduk .
Rakımızı söyledik ...
ve o da ne :))
Rakılarımız Rumka ( Votka bardağı ) ile geldi , üstelik sek , yanında su bile yok .





Tamam , sıkmayın canınızı :)
Rakı bardağına benzeyen bardaklar bulduk .
Suyumuzu da istedik .
Sofra da hazır ...






Burası Aşkabat'taki beş yıldızlı otellerden biri .
Grand Otel ...
Alt katında diskosu var .
Florida , Akaltın ... diğer görülesi mekanlar ...





Bir haftalık Aşkabat gezim bitmek üzere ...
Uçağımız gece 04:00'de .
Yani Aşkabat geceleri için yeterince vakit var :)

Aşkabat'ta eğlence izole mekanlarla sınırlı , ancak bu mekanlarda inanılmaz bir atmosfer var ; her tarafta Rus güzeller ...
Bir de Özbek güzeller tabii .

Bülent ağbiye , Ali'ye ve Özbek güzeller Medina ve Güzel'e ve tabii ki Rus güzel Sveta'ya teşekkürler .
Aşkabat gecelerinde beni yalnız bırakmadılar ...

6 comments:

Anonymous said...

Ilginc bir gezi olmus Timur anlattiklarina bakilirsa. Hala komunizm, hala SSCB kokuyor.
FB

Timur said...

Aynen öyle Figen ...
Aslında Aşkabat baştan yaratılmış bir şehir .
Herşey çok yeni ve çok modern . Ancak şehrin dışına çıktığında eskiyi hatırlatan herşey var .

Noni said...

Kazakistan, Rusya ve Sibirya'ya gitmiş biri olarak evet artık Türk erkeklerine asla kızmıyorum hatunlar müthişşşş özellikle Moscow'dakiler süper ;)

Timur said...

Noni ,
hoşgeldin :)
teşekkür ediyorum
nihayet beni anlayan biri çıktı :))

Lapis lazuli said...

Turk, Turkmen, Turkmenistan...
Sadece sozluklerden bir imaj olusmus kafamda, hic bilgi edinmemisim ulke hakkinda, cok sasirdim yazdiklarina.
Bir solukta okudum, fotograflar, bilgiler iyi geldi, ogrendim! :)
Benzin ve icki ne kadar ucuz. Burasi da Turkiye`ye gore ucuz ama orada bedava nerdeyse dedigin gibi. Ama halkin arabayla gezecek luksu yoksa neye yarar:(
Devlet o zenginligiyle halkina baksa ya biraz:(

Timur said...

Cano ,
arabalar da ucuz
yarı fiyatına bir jeep alabilirsin
tabii o jeeple gümrükten geçemezsin :)