Tuesday, March 25, 2008

Timuçin



"Moğol" , son zamanlarda seyrettiğim en iyi film diyebilirim .
Aslında seyrettiğim bölüm , bir üçlemenin ilk kısmı . Timuçin'in , yani Cengiz Han'ın , çocukluğundan başlayan ve tüm Moğolların Kağan'ı olana kadar geçen süreci anlatan bölüm .
Filmin üç ana karakteri var ; Timuçin , Camuka ve Borte ...
Timuçin , çocuk yaşta , kağan olan babasının ölümüyle kendini düşmanlarla dolu bozkırlarda bulur . Hayatını kurtaran Camuka , artık onun kan kardeşidir . Borte ise tutkuyla bağlı olduğu sevgilisidir .
Timuçin , gerçek bir kağan olana kadar çok acı çeker ve tüm umutsuz anlarında en büyük yardımcısı Moğolların Tanrısı "Tengri"dir .
Borte ise onun için herşeyden daha değerlidir . Ona kavuşabilmek için defalarca ölümü göze alır . Borte'ye kavuştuğu an , onun için aslında "Büyük Kağan" olma yolculuğunun başlangıcıdır ; çünkü Tengri'den sonra , yeryüzündeki koruyucu meleği Borte'dir .

Filmde , bir kadının sevdiği erkek için neler yapabileceğini görüyorsunuz . Başarının sırrını bilen hep iki kişi vardır ; tek başınıza yapamazsınız ...!

Filmde beni en fazla etkileyen diyalog , Timuçin'in yıllar sonra Borte'ye kavuştuğu anda söylediği sözlerdi :
Borte , "Bana dokunmak istemiyor musun Timuçin ?"
Timuçin , "Benim sana dokunmam seni ikiye böler ...!"

Timuçin'i hayata bağlayan , ona dayanma gücü veren de buydu . Borte'ye dokunduğu an meleğini kaybetmekten korkuyordu . Dokunduğu an iki Borte olacaktı ... Sevgilisi Borte ve hep dokunmayı hayal ettiği ve o arzuyla yaşadığı Borte ...

Tabii , bu benim yorumum :)

Filmin felsefi yönü çok kuvvetli ... Görsel açıdan mükemmel ...
Kısaca "Gidin !" derim .

2 comments:

Anonymous said...

davet istiyorum komşi

Timur said...

komşi hazır olsun derhal
under construction

tmr